Nöropazarlama şirketi ThinkNeuro'nun dijital jenerasyon ve sabırsız jenerasyon gibi isimlerle de anılan Y kuşağının bilinçdışını anlamaya yönelik yaptığı araştırmanın sonuçlarına göre 'fark yaratmanın' peşinde olan Y jenerasyonu, hızlı tüketim ürünleri şirketlerinin rekabet güçlerini bireylerin performans farklılıklarıyla yarattığı değerlerden aldığını düşünüyor ve hızlı tüketim ürünlerini yaratıcı bir sektör olarak değerlendiriliyor.
Araştırma, gençlerin en çok tercih ettiği ikinci sektörün internet servis ve içerik sağlayıcıları olduğunu gösteriyor. Bu sektörün tercih edilmesinin altındaki neden ise, kendi işinin patronu olmak isteyen Y kuşağının, internete giriş ve başarı bariyerlerini düşük algılaması... Kendi şirketini kurmayı hedefleyen birçok genç, internet servis ve içerik sağlayıcısı firmalara, kuracakları iş hakkında temel formasyon alacakları bir okul gözüyle bakıyor. Bu şirketler aynı zamanda gerek çalışma saatleri gerekse ast-üst ilişkileri açısından daha esnek algılanıyor.
STRESLİ VE MESAİ YOĞUN
Öte yandan bir zamanların gözde sektörü olan finans, monoton ve kuralcı algılanan yapısı nedeniyle Y kuşağının tercih sıralamasında en sonda yer alıyor. Özellikle çalışma ortamının stresli ve fazla mesainin yoğun olduğu düşünülüyor. Fark yaratmanın ve ayrışmanın çok mümkün olmadığı ve bürokrasinin yoğun olduğu algısı Y jenerasyonunun finans sektöründen uzaklaşmasının nedenlerinden bazılarını oluşturuyor. Time Dergisi’nin “Ben, Ben, Ben! Jenerasyonu” olarak adlandırdığı Y jenerasyonu için fark edilmek ve takdir görmek en az parasal ödüller kadar önem taşıyor.
GİRİŞKEN: Y KUŞAĞINI ANLAMAK ÇOK ZOR
ThinkNeuro Yönetici Ortağı ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Yener Girişken, işyerlerinin Y kuşağının bilinçdışı kriterleri yerine getirmemesinin pek çok sektördeki yüksek işgücü sirkülasyonunun nedeni olduğunu belirtti.
Girişken, şöyle konuştu:
“Y kuşağını adlandırmak çok zor olmasa da anlamak oldukça zor. Kendilerinden önceki jenerasyonlara göre çok farklı bir çağda büyüyen bu jenerasyonun istekleri, motivasyonları ve değerleri diğer jenerasyonlardan çok farklı. Esnek çalışma saatleri, bitmeyen kariyer geri bildirimleri, para, ün ve imaj gibi getiriler, onlar için bir iş yerinin neredeyse olmazsa olmazı. Yönetici ve işverenleri kaygılandıran nokta ise, yüksek kariyer hedeflerine ulaşmak için atmaları gereken adımlardan bihaber olmaları ya da bu adımlara gereken önemi vermiyor olmaları. Y kuşağının iş yaşamında şimdiye kadar sergilediği aidiyet eksikliği, unvan hırsı ve dikkat dağınıklığı Y kuşağının işveren marka algısını yönetmeyi de zorlaştırıyor. Algı farklılığının alışılmadık derecede davranış farklılığına yol açtığı Y kuşağına hitap etmek isteyen şirketler, gittikçe daralan bir seçenek havuzuna sahip olduklarını hissediyor."