Son 10 yıldır, dünyada pazarlama araştırmalarında hızlı bir değişim yaşanıyor. Geleneksel pazar araştırmaları reklam ve bazı marka ölçümlerinde yerini nöropazarlama araştırmalarına bırakıyor. Nöropazarlama araştırmalarının en çarpıcı özelliği, tüketicilerin başta televizyon reklamları olmak üzere pazarlama argümanlarına ve markalara verdikleri duygusal tepkiyi ölçebilmesi. Örneğin, 30 saniyelik bir reklam filmi boyunca her bir denekten on binlerce EEG verisi toplanır ve özel geliştirilen istatistiki yöntemlerle incelenir. Böylelikle, analizlerin sonucunda reklamı izleyen deneklerin hissettikleri saniye saniye belirlenebilir.
Şirketler, markalarının fonksiyonel özelliklerini vurgulamaktansa tüketicilerle duygusal bağ kurmaları gerektiğini artık biliyor. Pazarlama iletişiminde duygusal boyut giderek öne çıkarken, geleneksel reklam ölçümleri (pre-test, post-test) bu duygusal boyutu ortaya çıkarmada yetersiz kalıyor. Gerek kantitatif ölçümlerde gerekse fokus grup çalışmalarında tüketicinin bilinçaltını, onlara sorular sorarak bilinç seviyesiyle ölçmeye çalışmak ciddi bir formasyon/enformasyon bozukluğuna yol açar. ThinkNeuro, tüketicinin beyin dalgalarını analiz ederek reklama verdiği duygusal tepkiyi, reklamın ne kadar dikkat çektiğini saniye saniye ölçebiliyor. Hem de tüketiciye tek bir soru sormadan.
AdNeuro ölçümleri bir evin salonu gibi dizayn edilmiş bir laboratuvarda, tüketicinin ev ortamına mümkün olduğunca yakın bir mekanda gerçekleştiriliyor. Ölçümler teker teker ve toplamda 24 ya da 32 kişilik denek gruplarıyla yapılıyor. Maliyetler de geleneksel araştırma yöntemlerinin çok üzerinde seyretmiyor. Bu örneklem yapısıyla hedef kitleyle ilgili oldukça güvenilir verilere ulaşılabilmek mümkün olabiliyor. Çünkü aynı duygu hissedildiğinde herkesin beyninde aktivasyonu artan bölge hep aynıdır ve dolayısıyla içsel tutarlılık oldukça yüksektir.